26 Ocak 2013 Cumartesi

Batum

Kurban Bayramı 2012'de 6 günlük tatili haftasonuyla birleştirerek Gürcistan-Ermenistan gezisi yapmaya karar verdim ve otobüse atlayıp doğuya doğru yol aldım. Amacım bu bu süre zarfında Batum, Tiflis ve Erivan'ı gezip İstanbul'a geri dönmekti. Erivan'a vize problemleri sebebiyle giriş yapamamış olsam da Gürcistan, keşfedilmeyi bekleyen bir coğrafya olarak beni çok etkiledi.

Bu yazımda sizlere Batum'dan bahsedeceğim. Tiflis hakkındaki yazımı ise ilerleyen zamanlarda okuyabilirsiniz.

Batum, başkent Tiflis ve Kutaisi'den sonra ülkenin 3. büyük kenti olsa da Kutaisi'ye nazaran dünyada popularitesi daha yüksektir ve son dönemlerde gerek yerel yöneticilerin "Batum'u dünyanın incisi haline getireceğiz." tarzındaki iddialı söylemleri, gerek inşaat sektöründeki Türk ve diğer yatırımcıların bölgede birbirleriyle yarışması popularite konusunda söylediklerimizi doğrular nitelikte. Şehir, Artvin'i geçtikten sonra Karadeniz üzerinde tipik bir Karadeniz şehri olarak kıyıya paralel şekilde uzanır. Arka tarafta geçit vermeyen dağları ile Trabzon ve Rize'yi andırır.

Gürcistan bünyesindeki Acar Otonom Bölgesi'nin başkenti olan Batum Türkiye sınırına (Sarp) 14km uzaklıkta bir Karadeniz şehridir ve yer şekilleri açısından Artvin veya Rize'nin herhangi bir sahil şehriyle çok benzer özellik taşır. Arkada geçit vermeyen dağlar iç kesimlere ulaşımı zorlaştırırken azgın Karadeniz ise dalgalarla sahili dövmektedir.

Batum'a nasıl gelinir?
Umumi pasaport sahipleri Gürcistan'a kısa süreli ziyaretlerini vize almadan gerçekleştirebilirler. Ayrıca şöyle bir şey de var: Havayolundaki uygulamayı tam bilmiyorum ama karayoluyla Sarp sınır kapısını kullanarak yapılan girişlerde Türk tarafındaki gişelerden 1 TL'ye "registration card" adlı küçük bir kağıt parçası doldurup nüfus cüzdanınız ile geçiş yapmanız mümkün. Bu şekilde yapılan girişlerde 15TL'lik çıkış harcını da ödemiyorsunuz. Ama bu ulaşım yöntemi sadece Gürcistan'a giriş için geçerli Gürcistan'dan, Rusya veya Ermenistan'a geçeceğim diyip "Al bu da nüfus cüzdanım, eke ekee." dediğinizde gümrük polisi "ne diyon la!?" diye tepki gösterebilir. O yüzden  başka bir ülkeyi ziyaret edecekseniz yanınızda pasaport olmalı.

Batum'a ulaşmadaki en rahat yol tabiki havayolu ulaşımıdır. THY ve Pegasus'un Batum'a direkt seferleri mevcuttur. Havalimanı şehre çok yakın ve marshrutkalarla (minibüs) şehir merkezine ulaşmanız mümkün. Ben macera ararım diyorsanız karayolunu öneririm. Batum ve Gürcistan'ın diğer illeri ile Doğu Karadeniz illeri arasındaki karayolu trafiği çok yüksektir. Bir şekilde Trabzon, Rize veya Artvin'e ulaştıktan sonra Batum'a buradan minibüs veya otobüs bulmak oldukça kolaydır. Ya da direkt Lüks Karadeniz veya Metro Turizm ile aşağı yukarı 95-100 TL'ye Batum'a ulaşabilirsiniz. Batum'a gidiyorum diye bindiğiniz araçlar genelde sizi Sarp sınır kapısına kadar götürüyor ve gümrük kapısını yürüyerek geçip karşı taraftan minibüse binmeniz gerekiyor. Korkmanıza gerek yok, çünkü karmaşık gibi gözükse de kime Batum'a gitmek istediğinizi söyleseniz minibüsü gösterir. Sarp'tan Batum'a minibüs 1 Lari. Bindiğiniz minibüsün 95 model Ford Transit olma olasılığı ve her an göçecekmiş izlenimi vermesi, üstüne üstlük şoförün agresif sürüşü sebebiyle geçen gergin yolculuk sonunda Tsereteli Kucha'daki (Tsereteli Caddesi) otogara ulaşırsınız. Gürcistan'da minibüs ücretleri binerken değil inerken ödeniyor bizden değişik olarak. Neyse, minibüsten indikten sonra Tsereteli Caddesi çamurlu ve bozuk kaldırımları, Tahtakale'yi andıran tezgahları, etraftaki billboardlarda Gürcü alfabesinde yazan ve hiçbir şey anlamadığınız yazıları bir an için "Batum'a gelmekle acaba yanlış bir tercih mi yaptım?" sorusunu kendinize sormanıza neden olur. Ama aslında öyle değildir. Bu arada kısa bir not da gezisine Tiflis yönünde devam edeceklere: İndiğiniz otobüs terminalinden Tiflis'e saat başı araç kalkar. Bu araçların fiyatı 20 Lari olup virajlı ama bir o kadar da güzel manzaralı yollardan geçerek Kutaisi üzerinden Tiflis'e 6 saatte ulaşır. 6 saatlik yolda sadece 1 adet mola verildiğinden yola tedarikli çıkmanızda fayda var.

Batum gerçekten de birbirine ekstrem şekilde zıt iki farklı şehri içinde barındırır. Tsereteli ve Chavchavadze Caddeleri'ndeki hayatı gören bir kişi bu caddenin 2-3 paralel altındaki Rustaveli Caddesi'ndeki modern hatta post-modern yapıları ve sokak planlamasını gördüğünde bu iki sokağın aynı şehre ait olmadığını düşünür. Bir tarafta günde 2-3$'dan az kazanan fakir halk diğer tarafta ise ünlü kumarhaneler, lüks arabalar ve dünyaca ünlü otel zincirleri. Gelişmemişliğin bir göstergesi olarak gelir dağılımındaki adaletsizlik çok belirgin Gürcistan'da.

Şehirde konaklama adına zincir oteller bulunsa da Sovyet dönemine ait pansiyon ve hostel tarzı konaklama müesseseleri de mevcuttur. Özellikle Baratashvili, Vakhtang Gorgasali ve General Mazniashvili Caddeleri'nde daha mütevazı konaklama imkanları mevcuttur. Rustaveli, Ninoshvili ve Abashidze Caddeleri ise daha lüks konaklama imkanları sunar.

Şehirde gezilecek yer sayısı fazla değildir. Zaten buraya gelen insanlar da bunun bilincinde, deniz ve kumar turizmi için tercih ederler Batum'u. Batum'un, liman taraflarını saymazsak, denize girilebilen geniş bir sahil şeridi vardır. Bu sahil şeridini yazın ziyaretçiler hınca hınç doldururlar ve Bulevard dedikleri parkurda bisiklete binip yürüyüş yaparlar. Ve bu parkurun hemen bitişiğinde bir park da mevcuttur. Bunun dışında Rustaveli Caddesi ve Abashidze Caddeleri'ndeki Art-Nouveau örneklerinin sergilendiği post-modern yapılar görülmeye değerdir. Az önce adı geçen iki caddenin batı taraflarına doğru yapay bir göl de bulunmaktadır. Bu da Gürcüler için adeta bir mola noktasıdır diyebiliriz. Gürcüler çoğunlukta Ortodoks ve Katolik olsalar da Batum'un da içinde bulunduğu Acar bölgesinde hatrı sayılır bir Müslüman nüfus vardır. Z. Gamsakhurdia Caddesi'nde eski bir cami vardır.

Yemek olarak Gürcistan mutfağı bizim mutfağımızdan çok da farklı değildir. Bizim yediğimizden daha yağlı, hamurlu yiyecekler tercih edilir. Gürcü mutfağı deyince aklımıza Kaçapuri gelir ve Acar bölgesinin gondol şeklindeki kaçapurisi çok meşhurdur. Kaçapuri, genelde milföy hamurunun içine özel Gürcü peyniri ve haşlanmış yumurta doğranarak fırına atılır ve doymak için birebirdir. Bir büyük kaçapuri yemek insanın içini bayabileceğinden 2 kişinin 1 porsiyona girmesi daha mantıklıdır. Abashidze Caddesi'nde Türk Konsolosluğu'nun karşısındaki Boulangerie kaçapuri yemek için ideal bir yerdir. Onun dışında Chakapuli, güveçte hazırlanan lezzetli bir et yemeğidir ve şiddetle tavsiye ederim. Onun dışında ülkemiz mutfağıyla benzer tatlar bulabilirsiniz. Abashidze Caddesi üzerinde bulunan "Privet iz Batumi" adlı mekanda bir akşam yemeği öneririm. Sovyet mutfağının en önemli yemeklerinden olan hinkali, diğer Sovyet ülkelerinde de mevcut olsa da Gürcistan khinkalisi bunlar arasında en lezzetli olanıdır. Hemen hemen her restaurantta bulabilirsiniz. Fiyatlar genelde ülkemiz fiyatları ayarındadır ancak içki fiyatları çok daha ucuzdur ülkemize göre. Herhangi bir restaurantta 2-2,5 TL'ye 50lik bira içebilirsiniz. Bira markaları olarak Kazbegi ve Natakhtari en önemli biralardır. Gürcistan'ın dünya çapında bir maden suyu markası da vardır: Borjomi şişesi ve içimiyle gerçekten kendine hastır. Atılacak doğru adımlarla İstanbul'daki Macrocenter'larda tanesi 5 TL'den San Pellegrino ve Perrier'ın yanında raflardaki yerini alacaktır. Sovyet ülkelerine gelip de Shashlik (Şiş Kebap) yememek olmaz diye düşünürsek bunun için de en güzel adres şehrin doğu taraflarına doğru konuşlanmış Gogebashvili Caddesi'nde bulunan ismini hatırlamadığım bir restauranttır. Deniz manzarası vardır ve yaklaşık 50cmlik sivri şişe geçirilmiş et parçaları ile müthiş bir ziyafet sunar müşterilere. Fiyatı da uygundur.

Şarap konusunda genelde Güneydoğu ve Doğu Gürcistan bağlarının şarapları meşhur olduğu için Batum'un bu konuda hatrı sayılır bir başarısı yoktur. Ancak süpermarketlerde diğer bölge şaraplarını bulabilirsiniz.

Gürcistan'ın para birimi lari olup aşağı yukarı 1 Lari=1.05 TL'dir. Para bozdurmak için adım başı döviz bürosu bulunmaktadır. Gönül rahatlığıyla bozdurabilirsiniz. Benzin fiyatı aşağı yukarı 1,80-1,90 TL olduğundan Türkiye'ye geçiş yapan bilumum araçlar, özellikle tur otobüsleri galon galon benzin sokarlar ülkemize. O yüzden Sarp sınır kapısından önceki benzinciler çok iş yapar. Sınır kapısı da tam bir karambolden ibarettir, sınırı geçmek isteyen Azeri, Gürcü ve Türkler adam gibi sıraya girmezler ve polisler çok laçkadırlar. Ülkeye sokulan şeylerle ilgili yapılan kontroller çok yetersizdir. Ne otobüsler kontrol edilir ne de şahsi eşyalar. Duty-Free'lerde de alımlarda sayı kısıtlaması olduğunu zannetmiyorum.

Gürcü halkının Türk'lere karşı herhangi bir takıntısı yoktur. Kaldı ki; Türk işadamlarının bölgedeki yatırımları ülkemizin imajını olumlu yönde etkilemiştir. Onun dışında Türkler Batum'a genelde kumar oynamaya gelirler.

Batum hakkında anlatılacak şeyler şu an için bu kadar. Şimdilik hoşçakalın.